2023’ün izleri… En gerici ittifak: Siyasetten eğitime, TSK’ye kadar tarikat ve cemaat kadrolaşması derinleşti

Türkiye, en yoğun laiklik tehlikesi ve tartışmasını 2023’te yaşadı. AKP, seçim ittifakını “laiklik karşıtı bir anlayış” üzerine kurarken, ittifak ortağı Yeniden Refah Partisi (YRP) ve HÜDA PAR, laikliği hedef alan birçok söylem ve politika geliştirdi. Laiklik tartışması en çok eğitim alanında yaşanırken tarikatların faaliyetleri damgasını vurdu.

6 Şubat depremlerinden sonra iktidar gerekli yardım ve çalışmalar konusunda eksik kaldı. Buna karşı bölgede dini gruplar etkili oldu. Birçok tarikat, cemaat ve İslami sivil toplum kuruluşu bölgede aktif çalıştı, birtakım eğitim faaliyetlerinde bulundu. Bu kapsamda en dikkat çeken olay da Menzil cemaatinden geldi. Cemaat, martta Adıyaman’da merkezi olan Menzil köyünde 1100 çocuğun misafir edildiğini açıkladı. Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık, Menzil’in elindeki 1100 çocuğa ilişkin, “Aileler çocuklarını diledikleri yerde bulundurabilirler. Karışacak halimiz yok. İstismar, ihmal yoksa görevimiz başlamaz” dedi. Bu sözler tartışma konusu oldu. 

‘KADIN DÜŞMANI’ ŞARTLAR

Deprem felaketinin gölgesi altında gidilen Mayıs 2023 genel seçiminde yine ittifaklar damga vurdu. AKP, seçime doğru YRP ve Hizbullah’ın siyasi uzantısı HÜDA PAR’la temasa geçti. YRP, AKP’ye ittifak için beş koşul sunarken bu koşullar içinde “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlemesi” yasasının ve süresiz nafakanın kaldırılması ile ahlaki ve manevi eğitim sisteminin getirilmesi vardı. AKP bu koşulları kabul etti. HÜDA PAR da AKP listelerinden dört milletvekili adayı gösterdi. HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakı’na katılması tepkilere neden olurken “en gerici ittifak” eleştirileri de yapıldı.

ŞERİAT İSTEMLİ BİLDİRGE

HÜDA PAR, Cumhur İttifakı’na katılmasının ardından sürekli “laiklik ve üniterlik” karşıtlığı ile gündeme geldi. İlk tartışma seçim bildirgesi ile yaşandı. “İnşallah Cumhuriyet, üzerinde kurulup geliştiği topraklara ruh veren aziz İslamın değerleriyle bihakkın yeniden buluşacak, bu değerleri özümsemiş temsilciler eliyle de geleceğini şekillendirecektir” denilen bildirgede; inanç değerleriyle örtüşen sivil bir anayasanın hazırlanması, kadını şiddete karşı koruyon 6284 sayılı yasanın değiştirilmesi, süresiz nafaka uygulamasına son verilmesi ve karma eğitimin zorunlu olmaktan çıkarılması için faaliyetlerde bulunulacağı belirtildi.

Cumhur İttifakı’nın yeni ortakları HÜDA PAR ile YRP, eğitimde “karma eğitimin kaldırılması” ve “ahlaki ve manevi eğitimin” arttırılmasını savundu. 

İMAMLARIN ÖNÜ AÇILDI

AKP ise bu talepleri onaylar nitelikte adımlar atmaya başladı. İktidar, 2023 Seçim Beyannamesi’nde “değerler eğitiminin artırılmasını” vaat etti. Bu kapsamda ilk adım imamların okullarda girmesinin önünü açan ÇEDES projesi oldu. 2021’de sadece ortaokulları ve imam hatip okullarını kapsayan protokol, 2023’te tüm kademeleri kapsar niteliğe getirildi. 

YUVAYA BİLE MESCİT 

ÇEDES kapsamında Diyanet’te görev alan imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kuran kursu hocalarının okullara “manevi danışman” olarak görevlendirilmesi kararlaştırıldı. Başta Eğitim-İş ve Eğitim-Sen olmak üzere, laik ve bilimsel eğitimi savunan sendikalar protokole karşı eylemlilik başlattı. Protokol doğrultusunda öğrencilere cami ve mezarlık temizliği yaptırıldı.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, temmuzda bir canlı yayında karma eğitime dair açıklamalarda bulundu. Tekin, “Kız çocuklarını okula göndermeyen velilerin argümanlarından bir tanesi de ‘Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum’ O zaman veliyi ikna etmek için gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz” ifadelerini kullandı. Karma eğitim tartışmalarına HÜDA PAR da dahil oldu. HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “Özellikle karma eğitimin devam ettiği okullarda gençler birbirini taciz edebilirler” dedi. Karma eğitim tartışmaları körüklenirken Tekin, kız okullarının yasaya aykırı olmadığını belirtti.

MEDRESELER ARTTI

Eğitimdeki laiklik karşıtı hamleler kapsamında medreselerin daha fazla görünür olması ve eğitim çağındaki çocukları hedef alması dikkat çekti. Bu kapsamda Hizbullah’a eylemsel ve fikri yakınlığı ile bilenen ve başkanlığını Hizbullah’ın eski İran sorumlusu Enver Kılıçarslan’ın yaptığı Alimler ve Medreseler Birliği ön plana çıktı. Yasadışı medrese faaliyetleriyle dikkat çeken birliğin Doğu ve Güney doğu bölgelerindeki yedi ilde 8 kız ve 8 erkek medresesi bulunuyor. HÜDA PAR’la da yakın ilişkileri olan birliğin başkan yardımcısı Mehmet Beşir Şimşek de ekimde Peygamber Sevdalıları Platformu’nun (PSP) genel başkanı oldu. 

Cumhuriyet, söz konusu platformun yöneticileri Abdulhakim Gültekin, Abdulmenaf Adiyaman ve Kenan Çaplık’ın MEB’e bağlı okullarda öğretmen olduğunu gündeme getirdi. Medrese sorununda dikkat çeken başka bir olay da 12 yaşındaki Abdulbaki Dakak’ın intiharı oldu. Dakak, haziranda Şanlıurfa’da zorla gönderildiği medresenin yanındaki ahırda intihar etti.

CİHAT SÖYLEMLERİ

Siyaset ve eğitimdeki laiklik karşıtlığı, sokağa da yansıdı. Dinci oluşumlar yıl boyunca cihat eylemleri düzenledi. PSP, ağustosta Diyarbakır’da Kuran’a saygı mitingi düzenledi. Söz konusu mitingte konuşan platformun kurucusu ve Hizbullah’ın yayın organı “İnzar Dergisi”nin yazarlarından Mehmet Göktaş cihat çağrısında bulundu. Bununla birlikte yine Diyarbakır’da İslami STK’lerin yaptığı eylemde de 18 yaş altı kız ve erkek çocukları yürütülürken çocuklara tekbir çektirildi. Bazı çocuklara da Hamas’ın silahlı kolu İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde’nin fotoğraflarının taşıtıldığı görüldü.

DİN DERSİNE AĞIRLIK

Eğitimdeki laiklik karşıtı hamlelere de devam edildi. Bakanlık, 2023-2024 eğitim-öğretim yılının başlamasından kısa bir süre önce tepki çeken bir karar aldı. Müfredata zorunlu seçmeli din dersleri getirilerek din dersi sayısı artırıldı. 

SKANDAL AÇIKLAMA

Bununla da sınırlı kalmayan bakanlık, ekimde yayımladığı yeni yönetmelikle okulöncesi kurumlarda mescidin bulunmasını zorunlu kıldı. Eğitimdeki laiklik karşıtı eylemleri tırmandıran olay ise Tekin’den geldi. Tekin, bütçe görüşmelerinde eğitimdeki tarikat ve cemaatlerle olan işbirliğini savunup bundan sonra da sürdürüleceğini açıklayarak “Onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor. Bunun için rahatsızsınız” dedi. Bu sözler kamuoyunda tepki çekerken eğitimdeki laikliğe karşı adımların en net göstergesi oldu.

‘KARANLIĞA TESLİM OLMAYACAĞIZ’

Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesi adı altında okullarda din adamlarının görevlendirilmesine karşı İzmir’de miting düzenlendi. Türkiye’nin dört bir yanından yurttaşlar “Laik eğitim, laik yaşam, eşit yurttaşlık” sloganıyla İzmir Cumhuriyet Meydanı’nda toplandı. Yurttaşlar, “Laiklikten vazgeçmiyoruz” yazılı pankartlar taşıyarak Gündoğdu Meydanı’na yürüdü. Miting boyunca “Karanlığa teslim olmayacağız”, “AKP elini çocuklardan çek” ve “Susma haykır ÇEDES’e hayır” gibi sloganlar atıldı.

HUTBEDE ERBAŞ’TAN ‘CUMA’ MESAJI

Yalova’daki kuran kursunda hafızlık eğitimi alan erkek öğrenciler için icazet törenine Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş katıldı. Erbaş’ın okuduğu cuma hutbesinde, devletin ve toplumun temel dayanağı olan laikliğe karşı düzenleme istendi, “Çalışma saatlerini cuma namazına göre ayarlayın” mesajı verildi. Tören öncesi hutbeyi okuyan Erbaş’a, Ayasofya’da düzenlenen bir törende ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e, ismini anmadan hakaret eden reisülkurra vekili Mustafa Demirkan da eşlik etti.

ASKERİ OKULDA ATATÜRK KARŞITLIĞI

İstanbul Tuzla Piyade Okulu’nda bazı teğmenlerin Atatürk karşıtlığı yaptığı ortaya çıktı. İddialara göre; 10 Kasım’da bir teğmen yakasına Atatürk fotoğrafı takmayı reddetti. Buna tepki gösteren teğmenler olunca da aralarında tartışma yaşandı. Bununla birlikte okula ilişkin başka iddialarda gündeme geldi. Söz konusu iddialara göre; Atatürk fotoğrafı takmayan teğmenlerin “Hubb-i fillah” adlı sohbet grubu kurdukları, haftasonu bir eve gittikleri ve bir ağabeyden kitap aldıklarına yönelik konuşmaların olduğu belirtildi. Öte yandan fotoğraf olayından önce de mescitte namaz kılma nedeniyle iki farklı dini grup arasında tartışma yaşandığı ileri sürüldü. MSB, fotoğraf olayına karışanların görevlerinden uzaklaştırıldığını belirtse de iddialara yönelik bir açıklamada bulunmadı. 

‘DEVLET KURUMLARINDA AT MI KOŞTURUYORLAR?’

Bakanlıklar başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında cemaat ve tarikatların yapılandığı iddiaları, 2023 boyunca da sürdü. Sağlık Bakanlığı, MEB ve Diyanet başta olmak üzere kurumlarda bu yapıların örgütlendiği öne sürülürken, İçişleri Bakanlığı’na yönelik sorular tartışmayı büyüttü. CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Emniyet ve Jandarma teşkilatındaki cemaat kadrolaşmasına yönelik iddiaları Meclis’te sordu ve “Emniyet İstihbarat ve Jandarma İstihbarat tarikat ve cemaatlerin at oynattığı yer haline mi geldi?” ifadelerini kullandı. 

TAM KADRO MENZİL’E

Kamudaki cemaat yapılanmaları tartışılırken Menzil cemaatinin lideri Abdulbaki Erol temmuzda yaşamını yitirdi. Cenaze için Adıyaman Kahta’da cenaze töreni düzenlendi. Cenaze, “çakarlı” araçların da aralarında olduğu konvoyla ilçeye götürüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şeyh için “ülkemizin manevi rehberi” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ve beraberindeki heyet de Adıyaman’a taziye ziyaretine gitti.  

ÜST DÜZEY TEMASLAR

Eğitimde dinselleştirmeye yönelik eleştirilere “Laik ve bilimsel eğitim konusunda attığımız adımlarla ilgili hiçbir sıkıntı yok” diyen Tekin, kasım ayında, İsmailağa cemaatinin lideri Hasan Kılıç’ın imam olan oğlu Abdullah Kılıç’ın da arasında bulunduğu bir grup isimle görüştü, “fikir alışverişi” yaptı. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir