Çin Yapay Zeka Sektörü DeepSeek ile İstilaya Hazırlanıyor
Çin Halk Bankası eski başkan yardımcısı Zhu Min, Tianjin’de düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Zhu, Çin’in gelecek 18 ayda DeepSeek yapay zeka modeli gibi 100’den fazla yeniliği hayata geçirebileceğini öngördü. Bu iddialı tahmin, ülkenin yapay zeka ekosistemindeki dinamizmi gözler önüne seriyor.
ÇİN’İN YAPAY ZEKA ATILIMININ TEMELLERİ
Zhu Min, Çin’in yapay zeka alanındaki hızlı ilerlemesinin ardındaki temel faktörleri mühendislik yetenek havuzu, geniş tüketici tabanı ve hükümetin destekleyici politikaları olarak sıraladı. Bu unsurların, ülkenin yapay zeka büyümesi için kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. Uzmanlar, bu gelişmelerin Çin’in ekonomisini ve teknolojik çehresini kökten değiştirebileceğini belirtiyor. Ocak ayında piyasaya sürülen düşük maliyetli yapay zeka modeli DeepSeek’in, Çin teknoloji şirketlerinin hisse senetleri üzerinde şimdiden olumlu bir etki yarattığı biliniyor.
STRATEJİK YOL HARİTASI VE BÜYÜK HEDEFLER
Zhu’nun bu öngörüleri, Çin’in 2017’den bu yana uyguladığı uzun vadeli stratejik yol haritasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Çin hükümeti, Temmuz 2017’de yayımladığı “Yeni Nesil Yapay Zeka Geliştirme Planı” ile 2030 yılına kadar yapay zekada küresel lider olmayı hedefledi. Bu plan, 2016’da AlphaGo’nun dünya şampiyonu Lee Sedol’u yenmesinin ardından Çin’in verdiği bir yanıt olarak ortaya çıktı ve 2030 yılına kadar 150 milyar dolarlık bir yapay zeka endüstrisi oluşturma hedefini koydu.
Baidu, Alibaba ve Tencent gibi önde gelen teknoloji firmaları, otonom araçlar ve derin öğrenme dahil olmak üzere belirli yapay zeka yeteneklerinin geliştirilmesinde önemli roller üstlenerek bu stratejinin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Merkezi planlamanın yanı sıra, Çin genelindeki yerel yönetimler de kendi yapay zeka girişimlerini geliştirdi. Pekin ve Hangzhou gibi şehirler, milyarlarca dolar yatırım yaparak yapay zeka parkları ve araştırma enstitüleri kurarak çok katmanlı bir inovasyon ekosistemi oluşturdu. Yakın zamanda hükümetin iletişimlerinde bahsedilen “Yapay Zeka Artı” girişimi, Çin’in bilim ve teknoloji inovasyonunu hızlandırmaya devam eden kararlılığını gösteriyor; DeepSeek de bu geniş stratejik atılımın yalnızca bir başarısı olarak görülüyor.
TİCARET KISITLAMALARINA RAĞMEN DARALAN YAPAY ZEKA FARKI
ABD’nin Çinli şirketlerin gelişmiş yapay zeka çiplerine erişimini engelleme çabalarına rağmen, son gelişmeler bu kısıtlamaların Çin’in yapay zeka ilerlemesini yavaşlatmada sınırlı kaldığını gösteriyor. Biden yönetiminin Çin’in ilerlemesini kısıtlamak için tasarladığı ihracat kısıtlamalarına rağmen, Çinli şirketlerin son dönemdeki atılımları, ABD ve Çin arasındaki yapay zeka yetenek farkının daraldığına işaret ediyor. Gelişmiş yarı iletkenlere yönelik ABD ihracat kontrolleri, Çin’in yapay zeka gelişimini tamamen durdurmada etkisiz kaldı. Bu durum, Çinli yapay zeka modellerindeki devam eden ilerlemeler ve Çinli firmalar için gelişmiş çip üretim örnekleriyle kanıtlanıyor. Rekabet dinamikleri, yalnızca model yeteneklerinden ziyade toplam bilgi işlem kapasitesi ve dağıtım altyapısı üzerine kaydı. ABD bu alanlarda hala avantajlarını korusa da Çin model geliştirmede önemli ilerlemeler kaydetti. Kısıtlamalara rağmen süregelen bu ilerleme, ticaret gerilimleri ve ihracat kontrollerine rağmen DeepSeek’in nasıl ortaya çıktığını anlamak için önemli bir bağlam sağlıyor.
Google’dan planlı eylem yeniliği: Gemini ile hayatınızı kolaylaştırın
ABD-ÇİN TEKNOLOJİ REKABETİNİN KARMAŞIK YAPISI
Ticaret gerilimlerine rağmen, ABD ve Çin teknoloji tedarik zincirlerinde derinlemesine iç içe geçmiş durumda ve ayrışma çabalarını karmaşıklaştıran karşılıklı bağımlılıklar mevcut. Uzmanlar, aşırı ticaret kısıtlamalarının, kritik girdilere erişimi sınırlayarak ve teknolojik üstünlüğü sürdürmek için gerekli uluslararası iş birliğini engelleyerek ABD’nin teknolojik rekabet gücünü zayıflatabileceği konusunda uyarıyor. Bu karmaşık dinamik, DeepSeek’in ortaya çıkışının Çin’de hisse senedi rallilerini tetiklemiş olsa da, her iki ülkedeki yapay zeka gelişiminin uzun vadeli seyrinin tam bir teknolojik ayrılıktan ziyade devam eden karşılıklı bağımlılıkla şekilleneceğini gösteriyor.