Yabancı dil ile TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük derslerinin ikinci plana atılması tepki çekti

2 Haziran’da yapılan LGS’de 10 adet din kültürü ve ahlak bilgisi sorusu soruldu. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ile yabancı dil testlerinin soru sayısı da 10 oldu.

Sınavı değerlendiren öğretmenler, din kültürü ve ahlak bilgisi soruları hakkında şu yorumu yaptı: “Geçmiş yıllardaki sınavlardan farklı olarak sınavda üç soru doğrudan bilgi temelliydi. Çeldiricileri kuvvetli sorular yer aldığı için dikkati ölçen bir sınav olarak değerlendirebiliriz. Bilgi ve kavram ağırlıklı bir sınav olması nedeniyle önceki yıllara göre öğrencileri zorlayıcı bir sınav oldu. Bazı sorular sarmal nitelikte olup birden fazla kazanımı ölçtü. Sorular genel olarak kolay ve orta zorluk derecesindeydi. Sınavda çeldiricisi yüksek bir soruya yer verildiği görüldü.”

‘KABUL EDİLEMEZ’

Eğitimci Ali Apaydın ise bir sıralama sınavının son sınıf konuları üzerinden yapılmasının kabul edilebilir bir uygulama olmadığını söyledi. Apaydın, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bir milyondan fazla kişinin katıldığı bir sıralama sınavında 10 test sorusuyla bir derse ilişkin başarının ölçülmesi mümkün değildir. LGS’ye ilişkin en kabul edilemez olan ise teknik olarak birbiriyle eşdeğer katsayılara sahipmiş gibi görünse de Türkiye Cumhuriyeti inkılap tarihi ve Atatürkçülük, yabancı dil ve din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin sınav puanının hesaplanmasında kullanılan standart sapma. Türkiye geneli net ortalamaları, en yüksek ve en düşük adayın sonuçları gibi parametreler dikkate alındığında öğrenci başarısının hesaplanmasında din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin diğer iki dersten daha belirleyici olmasıdır. Bu durum kabul edilemez çünkü birbirinden farklı öğrenme eylemlerini içeren derslerden oluşan sınavların değerlendirilmesinde daha karmaşık öğrenme eylemlerini içeren derslerin daha basit öğrenme eylemlerini içeren derslerden daha belirleyici olması esastır. Ancak LGS’de bunun aksi bir durumla karşı karşıyayız. Son beş yıllık veriler, gündelik dilde kuru bilgi olarak tarif ettiğimiz kaydetme ve belleme gibi en basit öğrenme eylemlerinden oluşan din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin daha karmaşık zihinsel eylemleri gerektiren iki dersten daha belirleyici bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. Benzer bir tabloya geçen yıl Türkçe dersinin matematik dersinden daha belirleyici olmasında da tanık olduk.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir